Doping

23 Yaş Altı Halter Milli Takımı‘nda bulunan 16 sporcunun doping yaptığı ortaya çıktı. İnanılması güç bir rakam. On altı kişinin bilinçli olarak doping yaptığını söylemek sanırım gerçek bir iftira olur. Bu noktada geçen hafta Hidayet Türkoğlu‘nun NBA’de doping yüzünden 20 maç ceza alması sonrasında yaptığı açıklamayı anımsamak yerinde olabilir.

“Aldığım ilacın yasaklı madde içerdiğini bilmiyordum.”
Hidayet Türkoğlu bu ilacı geçen yaz, Türkiye’deyken omuz sakatlığının daha hızlı iyileşmesi için Türkiye’de ki çalıştırıcısı vermiş. İsmi şimdilik bilinmiyor ama Hidayet Türkoğlu gibi bir ismi çalıştırdığı düşünülürse, aktif ve yetkin bir kişi olduğu gerçek (belki de Milli Takımlar sorumlusu ama mahalle doktoru değil, kesin). Bu hata, Türkoğlu‘nun 20 maçına ve kazanacağı 3 milyon dolarına mal oluyor.

23 yaş altı Halter Milli Takımında ortaya çıkan doping haberi bu minvalde düşünüldüğünde, doping içeren maddeyi yetkin bir kişinin bu gençlere tavsiye ettiği ciddi bir varsayım olarak ortaya çıkıyor. Dopingden yakalanmanın kariyer bitirici bir unsur olduğunu bilen gençlerin, öksürük şurubu alırken bile Milli Takımlar doktoruna danışması/araştırması/soruşturması gerekiyor. Spor yapmaya başlayan yedi yaşındaki çocuk bile artık bunu biliyor. 16 kişinin de aynı hastalığa maruz kalıp, farklı farklı doktorların bu sporculara aynı doping maddesini içeren ilaç vermesi ise mantıksız gözüküyor.

O zaman Türkiye’de, sporcuların tedavi ya da gelişim amaçlı ilaç almalarını kontrol eden yetkin kişilerin, bu konudaki bilinçsizlikleri açıkça gözler önüne seriliyor. Kiminin 20 maçına, kiminin kariyerinin daha başlamadan bitmesine, kimininse aldığı madalyaları geri vermek zorunda oluşuyla sonuçlanabiliyor.

Bunun adı, cehalet mi, bilinçsizlik mi, iş bilmezlik ya da adam sendecilik mi yoksa ‘kimse anlamaz,’ cinliği midir bilinmez ama ortada bir gerçek var ki, Türkiye’de sporcu yetiştirenler yetkin değil.
Peki kim onları bu konuma getiriyor?
Sanırım asıl sorun bu noktada başlıyor; kim yönetiyor?

Not: Çıkan haberlere göre durumun ciddi incelenmesi gereken bir konu olduğu açıktır, bu yazı sadece başka bir açıdan yapılmış bir değerlendirmedir. Sonuç, ister organize, ister bilinçli, isterse iş bilmezlikten gerçekleşmiş olsun, durumun vahametini değiştirmez.

Tansu Yalkın